Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliğin ve iki ülke arasındaki kopmaz bağların bir geçmişi vardır. O geçmişte Ali bey Hüseyinzadeler, Ahmed bey Ağaoğlular, Nuri Paşalar var. Adlarını bildiğimiz ve bilmediğimiz Azerbaycan’dan Türkiye’ye göç edenler, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Anadolu’daki kardeşleriyle birlikte savaşmışlardır.
Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın desteği ile “Kızılbaş” Gençleri Eğitim Sosyal Birliği tarafından yürütülen proje kapsamında fikirlerine başvurduğumuz Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Aygün Attar, Azerbaycan kökenli vatandaşların Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatında edindiği konumu şöyle değerlendirmektedir:
“Türk aydınlanma hareketinde, Türk düşüncesinin oluşumunda, Türkiye’nin çok partili sistemine geçişinde ve kadın hareketinde örnek gösterebileceğimiz çok Azerbaycan Türkü vardır. Kafkas İslam Ordusu, Türkiye ile Azerbaycan arasında Şuşa Antlaşması ile ittifaka dönüşen kardeşlik ilişkisinin temelini atmıştır. Kardeşlik hakkını birdenbire tesis edemezsiniz elbette. Azerbaycana “Can Azerbaycan” denmesi, zorunlu, siyasi, ekonomik sebeplerle Türkiye’ye göç eden kişilerin, Türk siyasi ve ideolojik hayatları üzerindeki etkinin bir sonucudur.”
Evet, Batı Azerbaycanlılar kendi tecrübelerini, kültürlerini, geleneklerini geldikleri topraklara getirmişlerdir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve devamında Batı Azerbaycan halkının hizmetleri sürekli anılmaktadır.
Mehmet Sadık Aran, İsmayıl Sarıyal, Hasan Zeynallı, Taki Aran, Ahet Ural, Ahmet Karaca, Şefika Ataman, Hüseyin Cahit Aküzüm, Kerim Yaycılı, Ali Aran, Aziz Alpagut o kişilerden sadece birkaçıdır.
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ermeni Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gaffar Çakmaklı, Türkiye’de bir milyondan fazla Batı Azerbaycanlının yaşadığını belirtti ve onların Türkiye’nin kültürel, siyasi ve sosyal alanlarında etkin rol üstlendiklerini vurguladı.
Tarihçi Dilgam Ahmet ise şunları kaydetti: “Revan’da Nağı Bey vardı, Nağı Odoğlu. 1920’li yıllarda Iğdır’a taşınarak burada küçük fabrikalar kurdu. Iğdır’da bölgenin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynadı. Revan bölgesinin önemli isimlerinden biri de bir süre Türkiye’de yaşayan Muhammed Ağaoğlu’dur.
Muhammed Ağaoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti döneminde istiklal müzesinin kurucularından biridir. Türkiye’ye İrevan’dan gelen göçmenler arasında Mecit Bahçivani de var. 2016 yılında vefat eden Bahçivani, anılarında İrevan’dan Güney Azerbaycan’a nasıl kaçtıkları, özellikle Aras nehrini nasıl acılarla geçtikleri hakkında detaylı bilgiler veriyor. Revan’dan Türkiye’ye gelen ünlüler arasında Tahir Mehmandarlı adında bir kişi de var. Tahir Mehmandarlı da Revan’dan çok büyük zorluklar yaşayarak gelmiştir. Türkiye’de ağır ceza hâkimliği gibi yüce makama ulaşmıştır. Hatta bazen dağda saklanan eşkıya devlete teslim olmak istediğinde ilk olarak Tahir Bey’in evine geliyormuş. Güvendiği biri olarak ona, “Ben sana teslim oluyorum, sen beni polise götür” dermişler. Yani çok saygı duyulan bir insandı.”
Gazi Mustafa Kemal’den “İstiklal” Madalyası alan Revan Hanı...
Gazi Mustafa Kemal tarafından “İstiklal” Madalyasıyla ödüllendirilen ve Cebeci Askerî Şehitliği’nde uyuyan Tümgeneral Hüseyin Turgut’tan biraz fazla bahsetmek gerekir. Türkiye’nin pek bilinmeyen kahramanlarından olan Hüseyin Turgut, Revan Hanı Abbaskulu Han’ın soyundan olan Hasan Han ile Kacar Hanı Behmen Mirze’nin kızı Prenses Nuraleyn’in oğludur. 1917’de ailesini dedesinin Tebriz’deki sarayına yerleştirdikten sonra subay olarak Kazım Karabekir’in ordusuna katılmış, 1918’de “Demir Hilal” madalyasıyla ödüllendirilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarındadı. Orduda “Jung dayı” olarak tanınan Hüseyin Turgut, Türk Hava Kuvvetleri’nin kurucularındandır. Oğlu Turhan Turgut da Türkiye’nin tanınmış aydınlarından biridir.
Turhan Turgut, “1917 yılına kadar Revan’da yaşadık. Evimiz, bahçemiz, yurdumuz, camilerimiz hepsi orada. Türkiye’ye gelenlerin geri dönmesi gerekiyor. Ama oradaki Türk varlığını ortadan kaldırmak için mezarlarımızı, evlerimizı, saraylarımızı, köşklerimizi yıkmışlar.” diyerek derin düşüncelere dalıyor.
Osmanlı ordusunda Revan Türkleri...
Prof. Dr. Çakmaklı, Revan Türklerinin Osmanlı ordusunda da özel bir yer edindiğini belirtiyor:
“Aynı zamanda Karabekir Paşa’nın 11’inci Kolordusu’nda Ağbaba, Zengibasar ve Göyçe’den gelenler de vardı. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde Atatürk, “Kafkas kökenli halklar bize büyük destek verdi” demişti. Bundan başka, Atatürk ilkelerinin duyurulmasında ve uygulanmasında Batı Azerbaycan kökenli halkın büyük rolü olmuştur.”
Agil Alesger